• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
T.C. Teheccüde Kalkmıyor
16/01/2023
Önce müslümandan zarar gelmez deniyor. Evdeki hesap çarşıya uymaz genelde. Çünkü insanı etkileyen tek faktör din değildir. Din, insanı etkileyen faktörlerden sadece bir tanesidir.  Bu sebeple pratik gerçeklik çok farklıdır. Haliyle müslüman olanlardan bile öyle zararlar gelebiliyor ki! Bir on yirmi sene bu ön kabulle, bu yerleşik algıyla geçip gidiyor.
 
Sonra namaz kılandan zarar gelmez denilmeye başlanıyor. Namaz kılan nice insanın yaptıklarını görünce bu sefer de şeriattan zarar gelmez denilmeye başlanıyor. Nice kötü örnekleri ortaya çıkınca "Ama o gerçek şeriat değil" demeye başlıyorlar bu sefer de.
 
Nasıl aynı değil, kardeşim? Nesi farklı? Mezhep mi farklı, beslendikleri dini kaynaklar mı ayrı, gidilen medreseler mi, oradaki müfredat mı? Farklı olan ne?
 
Milleti böle böle ufaltırken kendileri bölüne bölüne çoğalıyorlar. En ufak bir hata, kusur, noksanlık yapışmıyor üzerlerine.
 
Demokraside huzur yok filan diyorlar. Norveç vb. ülkeleri örnek vermiyorlar elbette. En uç, en spesifik, en kötü örneği seçip koyuyorlar önünüze. Demokraside genelevi var diyorlar mesela. Oysa bir parti geliyor, aynı demokrasi rejiminde çoğunu kapatabiliyor. At sahibine göre kişner derler. Aynen o hesap. Aaaa, demek demokrasiyle ilgili bir durum değilmiş bu meseleler.
 
"Şeriatta da sorun çok, bak Afganistan ortada" filan deyince "Ama insan hatası şeriatı bağlamaz ki" diyorlar. İnsan hatası veya kurum hatası. Sonuçta onda da hata ve yanlış oluyorsa orada nasıl huzur olacak diyorsunuz! Allah'ın sistemi o diyorlar.

Yahu Allah'ın sisteminde hata, kusur, noksanlık olur mu diyorsunuz! O veya bu sebeple, içinde hata, eksiklik, kusur, hatta zulüm olabilen bir sistemi hatadan beri, tüm noksan sıfatlardan münezzeh olan bir Allah ile nasıl yanyana getirebiliyor, insan eli değen böyle bir sisteme nasıl Allah'ın sistemi diyebiliyorsunuz diyorsunuz.
 
İncil'e insan eli değince o bozuluyor da sizin sisteme onca hatalı, kusurlu insan eli değdiği halde sizinki neden bozulmuyor da halen Allah'ın sistemi oluyor?
 
...
 
Bir yerden sonra cevap veremeyecekleri netleşince sessizliğe gömülüyorlar. Artık cevap vermiyorlar. Ama yine de zihinleri allak bullak olmuyor, hala zerre sorgulamıyorlar.
 
Çok rahatlar zira belli bir tabanı oluşturmanın, ümmetin bağrında bir fırka  (delik) daha açmanın mutluluğu içindeler. O tabanın nasıl olsa her sözü dinleyip de en güzeline uymayacağının, bir kere içine girdikleri yolda sorgulamadan aynen devam edeceklerini bilmenin müthiş özgüveni içindeler.
 
Sen ne dersen de, bu kadar özgün delillerin dahi olsa ne yazar! "Atı alan Üsküdar'ı çoktan geçti, göle çaldığımız maya çoktan tuttu ve biz de diğer akımlar gibi on binlere ulaştık artık, İzzet efendi" der gibi bir umursamaz tavırları var.
 
Diyorum ya hep, bir çoğu için dert hakikat filan değil. Genelini tenzih ederim ama bazılarının öyle bozuk bir dili ve ahlakı var ki, sırf eleştirdin diye irin dolu kalpleri bir anda açığa çıkıveriyor.
 
Her birisinin bir hocası var. Onlara şeyh demedikleri için kendilerini tarikatlardan ayrı görüyorlar ve tevhid ehli olduklarını düşünüyorlar.
 
Allah vahiyle,

Elçisi hadisler ve sünnet yoluyla (ki elçi sadece vahye uymuştur. Bunu Allah söyler.)

Ulema ise icma, kıyası fukaha, içtihat ve fetva gibi isimler altında dine ilave hükümler, kanun ve kurallar koyuyor. Ama her nedense bu hükümler, bu kanun ve kurallar beşeri olmuyor. Zira beşeri olursa batıl oluyor hani!
 
Üç ayrı dini otoriteleri var, hüküm yetkisini bu üç otorite arasında pay etmişler ama hakimiyet sadece Allah'ındır deyip duruyorlar. Üç ayrı kanun ve kural koyucusu olan, kısaca üç otoriteli bir din anlayışı tevhid (bir'leme) midir yoksa teslis (üçleme) mi?

Fıkıh kitapları ve dini literatür binlerce beşer hükmüyle dolu olduğu halde "Hüküm sadece Allah'a aittir" ve "O beşeri, şu beşeri" demeye devam ediyorlar.
 
Allah celde diyor, hayır recm diyorlar. Allah içki içene ve namaz kılmayana dünyevi bir ceza vermemiş, şeriatta bunlara ait dünyevi cezalar yer alıyor. Ama "Allah'ın dünyasında Allah'ın dediği olur" diye paylaşımlar yapmaya devam edebiliyorlar. Sahi, şaka gibi. Oysa daha Allah'ın dininde bile Allah'ın dediğinin olmasına izin vermemişler. Sayısız örneği var. Diğer makalelerimde bahsettim. Mutlaka okuyun. 
 
Diğer yandan her birisinin ayrı bir hocası var. Şeyh değil, hoca. İsim değişince hakikat de değişiyor besbelli ki.
 
Her birisi sanıyor ki bir gün eğer şeriat rejimi kurulursa kendi hocaları başa geçecek. Hiç birisi düşünmüyor ki ya başa bambaşka bir dini ekolün en tepedeki lideri geçerse diye! Mesela başa bir Selefi geçti. Mesela başa bir nurcu geçti. Veya bir Menzilci. Sanıyorlar ki her bir dini fırka şimdiki kadar özgür ve ayrıcalıklı olacak. Şeffalık olmayacağı için kimse denetleyemeyecek. Denetleme olmayacağı veya azalacağı için içten içe çürüme daha da artacak. Ama adı Allah'ın rejimi ya, haliyle itiraz eden Allah'a isyan etmiş sayılacak. İran'da yakın zamanda görmedik mi!
 
Hangi dini ekol diğerine yaşam hakkı tanır böyle bir durumda. Hangi cemaat, tarikat, dini ekol şimdiki gibi özgürce faaliyet yapabilir!
 
Mesela Taliban ile DEAŞ dini gelenek olarak çok yakın oldukları, hemen hemen aynı kaynaklardan beslendikleri halde neden ikisi bile anlaşamıyor, habire çatışıyor, hiç düşündünüz mü?
 
Bir dini grup devlet gücünü ele geçirdiğinde sanıyorlar ki her dini grup şimdikinden daha rahat edecek. Demokrasiye bedel ödemeden sahip oldukları için takdir edemiyorlar. Hiç kaybetmedikleri için de yokluğunun ne demek olduğunu bilemiyorlar.
 
Oysa iktidarı alan yapı kendi hizbini, kendi din telakkisini dayatacak her yerde. Allah'ın ipime sımsıkı sarılın, dağılıp ayrılmayın emrini bile dinlemeyip 1000 fırka olanlar sanıyorlar ki şeriat gelince birden birleşiverecek, hepsi kardeş olacak, sarılıp kucaklaşacaklar, her bir grup muazzam imkanlara kavuşacak. Şimdi her birisi düşman bildikleri laikliğe karşı birleşiyor. O düşmanları ortadan kalktığında birbirleriyle karşı karşıya gelecekler, haberleri yok. Laiklik onları bile birbirlerinden koruyor. 
 
Evet, her dini grup zannediyor ki şeriat gelirse başa kendi hoca efendileri gelecek.
 
Bir tanesi, en şiddetli olanı, gözü en karası, en güçlüsü, en acımasızı gelecek. Çünkü seçimle gelmeyecek, gelirse. Güçle gelecek en fazla. Derken zalimleşecek. Eline insan, hatta müslüman kanı değecek çünkü.
 
Derken, diğer dini oluşumlara nefes dahi aldırmayacak! Tüm dini gruplar laikliği mumla arayacak. Ama daha ellerine geçmeyecek. Çünkü artık ne gerçek seçim kalacak ne gerçek denetim ne de gerçek bir şeffaflık.
 
Ey dini gruplar, hangi dini rejimler size bu kadar özgür bir dini faaliyet imkanı sunar, hatta kendi altını oymanıza demokrasi var diyerek müsaade eder. Demokrasinin en kötü yanı kendi bindiği dalın kesilmesine müsaade etmesi. Bence bu kadarı da fazla.
 
Bir Fetö bile kamuda güçlendiğinde başka dini gruplara imkan vermedi. Çalınan sınav sorularını her dini cemaate eşit derecede mi paylaştırdı?

Menzil kamuda kadrolaşırken ha Süleymancı ha bizden biri, ne farkeder, hepimiz müslümanız mı dedi?

Süleymancı camilerde namaz dahi kılmıyor. Gerçi bunca dini grup var, onları da nedense camilerde pek göremiyoruz. Camilere neden sadece cemaat veya tarikat türü yapılarla bağı olmayan mahallelerdeki sıradan vatandaşlar, amcalar gider acaba?
 
Laik rejimde bile bunlar oluyorsa bir de güç kullanarak devleti kanla ele geçirdiklerini (seçimle ele geçirecek halleri yok) ve bunun yol açacağı gelişmeleri düşünün.
 
Devlet işini bir kere bir dini yapı ele geçirdiğinde orasının diğer dini gruplar için de artık açık hedef haline geldiğini, o grup ele geçirdiyse biz de ele geçirebiliriz denmeye başlandığını, bunun amansız bir rekabete, iç savaşa yol açtığını, bu sebeple dini parçalanmanın ve iç savaşın hiç bitmediğini ne zaman öğreneceksiniz. Suriye'nin bu hale gelmesinde farklı dini grupların da rolü çoktur. 
 
Allah, Ehli kitapla müslümanlara şirk koşmama ortak noktasında buluşmayı emrederken,  elçi Medine sözleşmesiyle ortak noktada uzlaşırken, devletin her dine ve dini gruba eşit mesafede durması demek olan laikliği ortak payda  kabullenmek neden çok zor! Dini delil istersen al sana dini delil: "Senin dinin/yolun sana, benki de bana..." ayeti. 
 
Devlet kısas emrini uygulamıyorsa sen de israf etme emrini uygulamıyorsun. Sen günahsız mısın ki devletin günahı seni bu kadar rahatsız ediyor. Sen Allah'ın her emriyle amel etmeyince dinsiz olmuyorsun, en fazla günah işlemiş oluyorsun da devlet Allah'ın her emriyle amel etmeyince neden dinsiz oluyor? Allah ile adatıldığını ve devletine, halkına düşman hale getirildiğini şimdi değil ise ne zaman anlayacaksın!

Bırak devletin günahını, kendi günahınla ilgilen sen.

Laik rejim, miras dağıtılırken "Baba abime iki, bana bir pay ver" demene mani mi? Uygula uygulayabildiğin ölçüde, kendi şeriatını.

Şeriat gelince adalet gelecek filan deme. Romantik olma bu kadar. İslam gelince müslüman alemi ne kadar düzeldi ki şeriat gelince düzelsin. Dünya İslamilik Araştırması sonuçları ortada. İlk 50'de bir tane İslam ülkesi yok. Hadi bizdeki laiklik ve Atatürk yüzünden  Ya diğer ülkelerinki? İlk 50 cehenneme postaladığın ecnebi ülkeleriyle dolu. Bu vahim sonuç Afganistan vb. ülkelerin İslam devleti olmasına mani değil mi? Şeriat devleti sadece ceza hukukundan mı oluşuyor? Kırbaç cezası ve el kesme vs. olunca o devlet, başka hiç bir kriter uymasa da İslam devleti mi oluyor? Veya T.C devleti fakirlere yardım et, kimsesizleri koru, yolda kalmışa el uzat gibi onlarca ilahi emri yerine getirdiği halde sırf zina eden kadını taşlamadı filan diye dinsiz oluyor, öyle mi?

Tekrar ediyorum: Sen neden yalan söyleme, israf etme, gıybet yapma gibi emirlerle amel etmeyince dinsiz olmuyorsun peki?

Vay uyanıklar! Devleti ve kendi milletini dinsiz görmeyi baştan kafaya koymuşlar. Kedi yavrusunu yiyeceği zaman fareye benzetir derler ya, aynen o hesap.

Seni aldatanların oyununu sadece bu örnekle bile görebilirsin. Tabi görmek istersen şayet!

Öğren artık şunu:

Devlet namaz kılamaz. Devlet oruç da tutamaz. Devlet teheccüde de kalkamaz. Haliyle devlet cehenneme de gitmez. Devlet sorguya da çekilmez. Devlet musalla taşına konulamaz. Devlet gassal tarafından İslami usüllerle kefenlenemez. Devlet kabirde sorguya da çekilemez. Devlet sırat köprüsünden geçmez.

Devlet sadece bir kurumdur, kurum. İnsanla devletin farkını öğren artık. Kurumun dini olmaz. Dağın, taşın, tabiatın da dini yoktur. Güneşin, ayın, Neptün gezegenin de. Yani dini olmayan tek varlık devlet değildir. Sadece insanın dini vardır.

Gör artık bu gerçeği. "Devletin dini adalettir" diyen Hz. Ali senden daha mı az biliyordu bu gerçeği!
 
Şüphesiz en doğrusunu sadece Allah bilir.

Konuyu daha iyi anlamak için "Şeriat Allah'ın Kanunu Mu" başlıklı makalemi okumanızı öneririm.

Not: Maalesef ülkemizde birçok insan dindarlaştığı ölçüde, çoğulcu bir toplum olarak barış içinde yaşamamıza vesile olan demokratik kültüre ve cumhuriyet değerlerine düşman haline geliyor. Demokrasi, laiklik ve Atatürk nefreti adeta imanın 7. şartı haline getirilmiş durumda. Bu durum orta ve uzun vadede ülkemiz için ciddi bir beka sorunu oluşturmaktadır. Hemen her alanda nice yeni fikirler ve bakış açıları geliştirmiş deneyimli bir psikolog olarak bu konularda da elbette söyleyecek çok sözüm var. Bu sebeple, son derece özgün detaylara ve çok önemli püf noktalarına değinen, haliyle de birçok hususta ezberleri bozan son 7 makalemi özellikle okuyun, okutun ve paylaşın. Din üzerinden kin ve nefret tohumları eken, demokrasi iklimini ya hiç oluşturamayan ya da zaman içinde yok eden toplumların perişan hali ortadadır. Bu konuda duyarlı olalım. Unutmayalım ki cehaletin ve ondan kaynaklanan bağnazlığın bedeli çok ağırdır. Bağnazlığın ve gericiliğin eskiden beri el altından hep beslendiğini, hem hiziplere bölerek ayrıştırmak hem de aklı, sorgulamayı ve bilimi değersizleştirici çabalarıyla toplumu geri bırakmak için sinsice bir enstrüman olarak, bir silah olarak kullanıldığını sakın unutmayın. Fevzi Çakmak'ın dahi ta o tarihte dediği gibi, bu yapıların bir çoğu emperyalizmin ileri karakollarıdır.

Psikolog İzzet GÜLLÜ
www.izzetgullu.net




1894 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
7 Milyarı Kesip Doğrayacak Mıyız? - 16/01/2023
Bunca Çaba Senin Ahiretin İçin Mi - 15/01/2023
Allahlığa Kalkışmanın Kılıfı
 Devamı